Tehlikeli Yürüyüş (2015)


[mks_pullquote align=”left” width=”250″ size=”18″ bg_color=”#e3b71e” txt_color=”#000000″]IMDB Puanı: 7,4
Tür: Macera, Biyografi
Yönetmen:
Robert Zemeckis
[/mks_pullquote]

Birkaç gün önce hem elektrik, hem su, hem de mobil şebeke yokken izledim bu filmi. Son seçenek gibiydi benim için, elektrikler gelene kadar zaman öldürmeye yarayacak bir aktivite olarak başladım. Kolay kolay oturup film izleyebilen biri olmadığım için, bu aslında güzel bir fırsat oldu benim için. Siz de öyle misiniz ya? Hiçbir işim olmaması, her şeyin kusursuz olması lazım benim film izleyebilmem için. Başka türlü oturamıyorum filmin başına.

Bu arada bu cümleden sonrasını okursanız film ile ilgili ipuçları alacaksınız. Ona göre okumanızı tavsiye ederim. Spoiler vermeden anlatmak çok zor geldi bu defa. İdare edin. Gerçi kalanını okusanız da filmden alacağınız keyif azalmayacaktır. Çok sürpriz dolu bir film değil açıkçası. İzlerken keyif alacağınız bir film bu.

Bu güzel film aslında gerçek bir hikayeyi anlatıyormuş. Bunu, filmi bitirdikten sonra öğrenmem beni bir hayli şaşırttı fakat iyi de oldu. 7 Ağustos 1974’te Philip Petit isimli ip cambazı, New York’ta, bildiğim kadarıyla o zamanın en yüksek iki binası olan ikiz kulelerin arasına halat gerip, iki bina arasında gerilmiş halat üzerinde emniyet kemeri olmadan bir gösteri yapıyor. Bu illegal gösteri 45 dakika sürüyor ve sonunda Philip Reis kelepçelenip götürülüyor.

Joseph Gordon-Levitt filmin başrolünde oynuyor ve hikayenin gerçek kahramanı olan Philip’in fotoğrafını gördüğümde, kendisine bu kadar çok benzeyen bir aktörün var olmasına şaşırdım diyebilirim. Bilemiyorum, belki de benzetmek için bir şeyler yapmışlardır fakat ciddi anlamda büyük bir fiziksel benzerlik var gerçek kahraman ile filmdeki kahramanız arasında.

the_walk_gercek_hikaye
1974 Yılından Bir Kare: Hikayenin Gerçek Kahramanı Philip Petit

Film, başroldeki arkadaşın Özgürlük Heykelinin üzerinde, fonda ikiz kuleler görüldüğü halde kendi hayat hikayesini anlatmasıyla başlayıp devam ediyor. Bir gün, yaşadığı şehre sirk kurulan bir çocuk olan Philip, sirkte yüksekte gerilmiş olan ipte yürüyen jonklörü görüp ondan oldukça etkileniyor ve evinin bahçesinde iki ağaç arasına gerdiği ip üzerinde yürümeye çalışıp sonunda başarıyor. Ailesi -özellikle de babası- onun bir “sirk maymunu” olmasını istemediğini söyleyip, bu işlerden vazgeçmesi gerektiğini söylüyor fakat Philip, mutluluğu ipin üzerinde bulduğu için ipten değil, ailesinden vazgeçiyor ve evi terk edip Paris’te eski bir eve yerleşiyor.

thw_walk_annie

Paris’te Annie isimli güzel bir kızla tanışan Philip, sokak gösterileri yapıp topladığı bahşişlerle geçinirken, bir gün tesadüfen eline geçen bir dergide Amerika’da inşa edilen ve devasa yükseklikte olan ikiz kulelerin fotoğrafını görüyor ve o günden sonra tek hedefi o kulelerin arasında yürümek oluyor. Bu amaç için uzun vadeli planlar yapan Philip, etrafındaki insanlara planını anlatıp, onları kendisine yardım etmeleri konusunda ikna ediyor.

Eğer yükseklik korkunuz varsa ve bu korku sizi az yüksek yerlerde dahi rahatsız ediyorsa filmi izlemenizi tavsiye etmem. Ben, yükseklik korkusu olan bir insan olarak oturduğum koltuğa yapışarak izledim bu filmi. Özellikle final sahnelerinde “yeter artık!” diye kaç defa seslendim bilmiyorum Philip’e. İnsanın, istediği zaman neleri başarabileceğini görmek istiyorsanız bu filmi mutlaka izleyin. Pişman olmayacaksınız.

Benim film hakkındaki genel değerlendirmem şu şekilde:

[mks_progressbar name=”Oyunculuk” level=”Oldukça İyi” value=”85″ height=”15″ color=”#3b97d3″ style=”rounded”]
[mks_progressbar name=”Görsellik” level=”Oldukça İyi” value=”85″ height=”15″ color=”#f62691″ style=”rounded”]
[mks_progressbar name=”Akıcılık” level=”Fena Değil” value=”50″ height=”15″ color=”#f4b23f” style=”rounded”]
[mks_progressbar name=”Kişisel Puanım” level=”7.5″ value=”75″ height=”15″ color=”#000000″ style=”rounded”]

Eğer izlediyseniz film hakkındaki görüşlerinizi aşağıda bulunan yorum formundan benimle paylaşmayı ihmal etmeyin.

Bu yazıyı paylaşmak istersin diye buraya renkli düğmeler koydum
blank
Blog Yazarı
Sezer İltekin
Bu konuyla ilgili bir fikriniz var mı?

20 Yorum
  • Elinize sağlık güzel bir yazı olmuş. Yazınızdan önce filmi izlemiştim hemen hemen aynı yorumu yapabilirim bende. Tek güzel bulmadığım nokta hikayeyi kendi anlatması. Philippe Petit halen hayatta buna itafen olmuş olabilir fakat, kişinin yaşadığını bilmeyenler için yürüyüşü daha heyecan verici olabilirdi. Yaşadığını bilmek birazda olsa o ipten geçtiğini kanıtlamış oluyor gibi :).

    • Philippe Petit’in hayatta olduğunu bilmiyordum, öğrenince hem sevindim hem de şaşırdım :) Hikayeyi kendisinin anlatmasına gerçekten pek gerek yoktu. O da nazarlık olsun ne diyelim…

  • Daha önceki yazılarınızdan anladığım kadarıyla film zevklerimiz uyuşuyor. Bu filmi de aldım listeme siz beğendiyseniz sanırım bende beğenebilirim. Bu arada yorumlar dahil yazının bir çok bölümü dediğiniz gibi spoiler dolu. :)

    • Maalesef öyle oldu fakat yine yazının içinde belirttiğim gibi, güzelliği detaylarında saklı olan bir film bu. Spoiler da yemiş olsanız izlemeye değer :)

  • Güzel bir film gerçekten , bu tarza benzer olarak size ” Rush ” filmini önerebilirim. Gene aksilikler çoğalıp , boş vaktiniz olduğunda dediğim filmi izleyebilirsiniz :)

  • Filmi izledim bende akıcılık konusunda biraz tereddütlüyüm. Filme biraz aksiyon girilse tadından yenmez olurdu bence (Askiyondan kastım kavga felan değil hareketliliktir.).

  • Düzenli olarak takip ettiğim tek blogsunuz. Başka bloglardan buradan aldığım tadı alamıyorum nedense. Geri kalan açlığımı da Mediumdan karşılıyorum :)

  • The walk oldukça başarılı bir filmmiş. Öneririz doğrultusunda filmi izledikten sonra gerçekten yorumladığınız gibi mükemmel bir film. Tehlikenin doruklarını yaşamaları insanları ürpertiyor.