Metamorfoz he mi?

İnsanlar doğar, büyür ve ölürler. Doğduğunda gayet mütevazi bir hayat sürer insanoğlu. Yeni doğmuş bir insanın içi de dışı da birdir. Çünkü genelde canbebe, ultra prima gibi bezler bok kokusuna engel olamazlar. Durum böyledir lâkin dünyanın en sevilen canlıları da bebeklerdir. Şaşırdınız değil mi? Altına sıçması, insanların onu sevmesine engel değil. Bunların çoğu kusar, ağlar ve hatta küçük götlerinden beklenmeyecek bir performansla gaz çıkarırlar. Onlara birer Mevlana gibi yaklaşırız. Ne olursan ol gene gel deriz sanki. Bu insanlar birkaç yıl sonra, daha da insanlaşmaya başlarlar. Ortalığa işemek, altına sıçmak gibi insanlığı sekteye uğratan tavırlarını bir kenara bırakır, kendilerinden öncekilerin icat ettiği dili kayıtsız şartsız kabul edip konuşmaya başlarlar. Bir süre sonra ilkokula başlar bu yavrucaklar. Derken lisede okurlar. O zamanlar bazılarının sesi güzeldir ve arkadaşları onları ortamlarda şarkı söylemeleri konusunda zorlarlar. Bunların içinden de bazıları elenir, geriye kalan üç beş şanslı çocuk şarkı söylemeyi kendine iş edinir, ekmeğini bu işten kazanırlar. İnsanoğlunun pervasızca altına sıçtığı aşamadan, şöhret basamaklarına tırmandığı o göz kamaştırıcı merhaleye çok hızlı geldim ama takdir edersiniz ki, o aradaki zaman, bizzat yaşayan insan için de pek anlamlı değildir. Diyeceğim o ki bu çocukların içinden nice ismail yekaalar, nice cankanlar çıkar. Ama bazıları vardır ki, onlar çıkardıkları bir albümle sizin dünyanızı bir anlığına altüst eder, sizi düşünmeye zorlarlar…

İkibinyedi’nin aralık ayıydı. Daha önce Aacayipsin (evet çift a) , Dudu gibi enteresan albüm adlarıyla karşıma çıkan, amerikada yaşayan (New York) hatta soyadını kullanmayan bir şarkıcı -ki bu şarkıcı nedense bana halktan en uzak gelen, işini fazlasıyla ciddiye alan biri gibi gelmiştir – bu defa halkın pop beklentisinin üstünde biyolojik bir albüm adıyla karşıma çıktı: Metamorfoz.

Ne bileyim, belki de benim cahilliğimdendir ama lisede fen sınıfında olmama rağmen, o yaşıma kadar metamorfozun ne olduğuyla ilgili en ufak bir bilgi edinememiştim. Aslında kulağıma gelen tınıdan bilimsel bir dalga olduğunu anlamıştım da tam olarak nedir diye sorsan bilmiyordum işte. Tarkanı dududan metamorfoza geçiren o kelimenin ne anlama geldiğini acilen öğrenmeliydim. İnternete girip Google’a metamorfoz yazdım. İlk çıkanı okudum:

Metamorfoz, başkalaşım olarak da bilinir, özellikle böcekler için kullanılan bir terim olup, canlının tırtıl düzeyinden yetişkin düzeye geçişidir.*

Ansiklopedik dili siktir edin, hani tırtılın kelebek olması var ya, o. Bunu okuduktan sonra, vay be dedim. Koskoca Tarkan kendini böceğe benzetip, aklı sıra lafı “ben artık olgunlaştım” demeye getirmiş. Herşey güzel tamam da, Türk insanına “oynama şıkıdım” şarkısını armağan eden o can adam, o delikanlı, elin New York’larından metamorfoz deyu deyu ne demek istemişti? Benim gibilerinin, albümünün adını araştırıp akılda kalıcı olması mıydı amacı? Beş tırt adam bileceğine, albümümden üç araştırmacı insan haberdar olsun, onların akıllarında kalayıma mı getirmişti işi? Dududan parayı çaktım, bunda da amuduyla götürürüm diye mi düşünmüştü? İşte bunu çözememiştim. Tarkanı karşıma alıp otuz beş dakika saygı duruşunda durdurup, sonra da suratına şöyle bağırmak istiyordum: Metamorfoz he mii!?

Bu yazıyı paylaşmak istersin diye buraya renkli düğmeler koydum
blank
Blog Yazarı
Sezer İltekin
Bu konuyla ilgili bir fikriniz var mı?

3 Yorum
  • ya bu tırtıl(Tarkan) hiç kelebek(olgun) olmadı ki her zaman tırtıldı gittikçe böcekleşti sadece, hele son hali; ‘Beter Böcek’ vardı ya aynı ona dönmüş!:D

  • Demekki Tarkan Mevlana Gibi Dönmüş :) Oynama Şıkıdım dan Metamorfoz’a Dönen Kişi Ya Çok Tavuk Döner Yiyip Dönmüştür.Yada Mevlanayı Kendine Benimsemiştir(Mecaz Anlamda Tabii).

  • Çok ilginç bir yazı olmuş. Bakalım metomorfozdan sonra hangi çılgın isimle dönecek, bilirsiniz tırtıl kelebek olduktan sonra 1 hafta içinde ölür. Belkide tarkan metamorfozla tırtıldan geçiş yaptı ve birda dönmeyecek! Sizce başka albüm yapacak mı?