Bir yerden başlamak gerek

Uzun zamandır içerik giremiyordum bloga, takip eden kaldıysa eğer, farketmiştir. Gerek iş hayatına başlamam, gerekse diğer iş ve uğraşlarım sebebiyle yazacak vakit bulamadım. Aslına bakarsanız şimdi de bahsettiğim bahaneler var hayatımda. Ama bir giren olur da bana kızar diye maruzatımı yazıya dökmek istedim ve özrüm kabahatimden büyük olmasın diye de yeni kelimeler hazırladım onlara. Bu yazıyla birlikte bu orucu bozmayı planlıyorum. Daha düzenli, hatta rutin yazmak istiyorum. Rutin dediğim, her ay yazacağım diye başladığım Lâf Salatası gibi meselâ. 16 ayda altı defa yazmışım. Hâlbuki beğeneni çok olmuştu. Taklidi bile çıkmıştı be…
Blogger’a uygulanan sansürü bir şekilde geçip ( Engelli site yoktur, yanlış DNS ayarı vardır ) yazı görselini gördüyseniz “eleman güzel resim bulmuş” diye düşünmüşsünüzdür. “Bulmadım, sırf sizin için leğende klavye yıkadım a dostlar. Üzerinde dolaşan kara bulutları dağıtmak için klavyemi deterjanla yıkadım, sonuç harika.” dememi beklemeyin. Google’a yine her zamanki gibi enteresan kelimeler girerek buldum bu çılgın şeyi. Ama gerçekten bu yazıda anlatmak istediklerimin ifadesidir leğende köpüklü klavye.
Blog yazarken, yazının sayfada kapladığı alanın orantısına bile dikkat eden bir blog yazarı hayal edin. Aklına gelen her konuyu, her cümleyi bloguna yazamayan biri olsun. Hani sanki yazdıkları yarın gazetelerin ilk sayfasında çıkacakmış gibi defalarca okuyan, yazının içeriğini geçtim, konu görselini bulmak için bile bir saatin yarısından fazla zaman harcayan bir blog yazarı. Evet, tanıştığımıza memnun oldum.
Bu yazıyı paylaşmak istersin diye buraya renkli düğmeler koydum
blank
Blog Yazarı
Sezer İltekin
Bu konuyla ilgili bir fikriniz var mı?

3 Yorum